23 Nisan 2016 Cumartesi

Keller Motivasyon (ARCS) Tasarım Modeli


 ARCS Motivasyon Modeli, öğretimde motivasyon faktörünün dikkate alındığı hatta öğretimin merkezine konularak sunulduğu bir modeldir. Bu model, eğitimcilere öğrencilerin derse karşı meraklarının uyandırılması ve sürdürülmesi için imkanlar sağlar.


 John M. Keller’ın güdüleme ve öğrenme arasındaki ilişkiyi açıklayan Motivasyon Modeli, birçok kavram ve kuramdan yararlanılarak geliştirilmiştir (Keller ve Kopp, 1987). Bu modelin üç özeliği bulunmaktadır. (Keller, 1983). Birincisi, modelin kuramsal bir yapısının olmasıdır. Çünkü Keller’in (1979) modeli, gerçek anlamda belirgin bir güdülenme kuramına dayanmaktadır. Güdülenmeye ilişkin değişkenlerin belirlenmesine bilimsel bir dayanak oluşturması açısından bu özellik çok önemlidir. İkincisi, model, güdülenme ve öğretim tasarımı kuramlarının birleştirilmesi sonucu oluşmuştur. Bu nedenle, tasarım çalışmalarında rahatça kullanılabilmektedir. Üçüncüsü, söz konusu model, güdülenmeye ilişkin sorunların belirlenmesinde ve çözümünde yardımcı olabilecek stratejiler içermektedir. Bu yönüyle de, eğitim süreçlerini iyileştirebilmektedir.

 
   Keller’in güdülemeye dayalı ARCS modelinin öğretim alanına en önemli katkısı modelde yalnızca motivasyon öğelerinin belirlenmesi ve sınıflandırılmasıyla kalmayıp her kategori ve alt kategorilere ilişkin öğretim stratejilerine de yer verilmiş olmasıdır. Böylece modelin öğretim alanında kullanımı oldukça kolaylaşmaktadır. 






 ARCS Motivasyon Modeli, dört alt kategoriden oluşur. ARSC modelinin dört ana kategorisinin altında üç alt kategori mevcuttur. Keller tarafından ilk sunulmasından bu yana motivasyonel model bazı ufak tefek değişikliklere uğramıştır. Dayandığı dört kategoriden ikisinin ismi “ilgi”den “dikkat”e ve “beklentiden” “güvene” değiştirilmiştir. Her kategorinin İngilizce isminin baş harfi alınınca modele ARSC modeli denmiştir.


 



Dikkat (Attention)
 Motivasyonun ilk basamağıdır. ARCS güdüleme modelinin en önemli ve ilk unsuru, öğrencinin dikkatini çekmek ve eğitim boyunca devamını sağlamaktır. 



- Algısal Uyarılma (Perceptual Arousal): Belirsizlik, sürpriz, yenilik v.s. gibi değişik, belirsiz ve ilgi çekici ortamlar oluşturularak öğrencinin dikkatinin çekilmesi.
- Araştırmaya Yönelik Uyarılma (Inquiry Arousal): Öğrencilerin problem çözmeleri ve soru sormaları için teşvik edilmesi.

-Değişkenlik (Variability): Çeşitli öğretim öğeleri ile öğrencinin derse karşı ilgisini sürdürmesini sağlama.


 
Uygunluk (Relevance)
Bu aşamada öğrencilerin ihtiyaçlarıyla bağlantılar kurulur. Dış dünyada be dersle ilgili nelerle karşılaşabileceği hakkında bilgiler verilmeye çelışılır.


-Yakınlık-Aşinalık (Familiarity): Derste sunulan örnek, kavram ve ilkelerin somutlaştırılarak öğrencilerin birikimleri ve ilgileriyle ilişkilendirilerek sunulması.
-Hedefe Yöneltme (Goal Orientation): Öğretimin (ders) amaçlarını gösteren ifadelerin kullanılması veya bunun öğrenciler tarafından belirtilmesi.
-Güdü Uygunluğu (Motive Matching): Öğrencilerin motivasyon profillerine uygun öğretim stratejilerinin kullanılması.

 

Güven (Confıdence)

 Bu strateji, öğrencilerin başarı için olumlu düşünceler geliştirmesine yardımcı olur. Öğrencilerin başarı beklentileri, kişisel özellikleri, denetim odağı (öğretmen, okul idaresi, aile vs.) ve geçmiş tecrübelerinden etkilenmektedir. Ayrıca, soruların zorluğu da başarı beklentisini etkileyen faktörlerden birisidir. Çünkü, risk ve zorluk derecesi yüksek olan bir soru ile karşılaşan kişiler daha fazla çaba göstermeye niyetlidirler. Eğer öğrenci eğitim programının hedeflerine ulaşamayacağını düşünürse veya programı başarı ile tamamlamanın çok fazla çaba ve zaman gerektirdiği hissine kapılırsa güdülenmesi düşecektir. 



-Başarı Beklentisi (Expentancy for Success): Öğrencilerin, başarı elde etmelerinin bilincinde olmaları ve bunu nasıl elde edebileceklerinin farkına varmaları durumu.
-Güç Deneme Durumu (Challenge Setting): Öğrencilere, başarılı olabilmeleri için uygun fırsat ve olanakların sağlanması.
-Destekleme Durumu (Attribution Molding): Başarı elde etmek için çaba gösteren öğrencilere, çaba ve yeteneklerini destekleyici dönüt verilmesi.



 



Doyum (Satisfaction)
 ARCS güdüleme modelindeki son madde tatmindir. Öğrenciler, beklentileri ile bu beklentilerini elde etmek için gösterdikleri çabaların sonuçları arasında bir tutarlılık ve uygunluk bulamamaları durumunda, motivasyon kaybına uğrayabilirler. Bu nedenle bu strateji, öğrencilerin çaba ve gayretlerini sürdürmeleri için içsel ve dışsal motive edilmeleri gerektiğini savunur.
-Doğal Sonuçlar (Natural Consequences): Yeni kazanılan bilgi ve yeteneklerin gerçek ya da benzetişim ortamlarında kullanılması için imkânlar sağlanması.
-Olumlu Sonuçlar (Positive Consequences): İstenilen davranışın sürdürülmesi için pekiçtireç ve dönüt verilmesi.
-Eşitlik (Equity): Başarı elde etmek için ortaya konan hedefler ile sonuçların uygunluğunun sağlanması (Keller, 1987a; Keller, 1987b; Keller ve Kopp 1987).

Kaynakça :
http://ogretim-zeynep.blogspot.com.tr/2011/05/keller-motivasyon-arcs-tasarm-modeli.html
http://kellerinmotivasyonkurami.blogspot.com.tr/2012/03/kellerin-motivasyon-kuram_07.html
http://arcs-model.blogspot.com.tr/2012/03/arcs-modeli.html
https://ooy2.files.wordpress.com/2009/02/motivasyon-ve-arcs.pdf
http://www.academia.edu/2454177/%C3%96%C4%9Fretim_Tasar%C4%B1m_Modelleri

16 Nisan 2016 Cumartesi

Bloom Taksonomisi

 
Bloom taksonomisi de öğrenmenin birden fazla çeşidi olduğunu söyler ve eğitim aktivitelerinin üç alanını şöyle belirler;

  1. Bilişsel alan
  2. Duyuşsal alan  
  3. Psikomotor alan

 1. Bilişsel Alan
 
  Bu taksonomi çeşidi bilgi ve zihinsel becerilerin gelişimini içerir. Bloom’a göre öğrencilerin düşünme seviyeleri en basitten en karışığa doğru altı seviyeden oluşmaktadır.

Bilgi : Önceden edinilen bilginin hatırlanması ve tanımlanması yani geri çağırınım olarak adlandırılabilir.

Kavrama : Yorumlama,başka sözcüklerle tanımlama,diğer biçimdeki malzeme ve materyallere dönüştürme ,problem yorumu olarak özetlenebilir.


Uygulama : Önceden edinilen bir bilgiyi yeni koşullarda kullanabilmek olarak özetlenebilir.Matematik problemlerini bu kategoride ele alabiliriz.


Analiz : Elde olan verilerden mantıklı çıkarımlar yaparak çözmek,sonuç odaklı inceleme işlemi yapmak olarak özetlenebilir.


Sentez : Parçaları birleştirerek bütüne ulaşmak olarak adlandırılabilir.


Değerlendirme : Sorgulama diyebiliriz kısaca,bir bilgiyi doğru kriterleri seçerek sorgulamak.



  2. Duyuşsal Alan
 
 Bu alanı değerlendirirken hislerin,tavırların,motivasyon ve heyecan gibi duygusal halleri içerdiğini bilmeliyiz.

Alma: Belirli bir olayı fark etme isteğidir.

Tepkide bulunma: Belirli bir uyarıcıyla ilgilenme, bilinçli tepki verme.


Değer verme: Bir olay veya olguyu kabullenme, tercih etme.


Organize etme:Birey diğer insanları organize etme davranışı gösterir.


Niteleme : Birey ömrü süresince geliştirdiği, kendine ait bir değer sistemi oluşturur.



3. Psikomotor Alan

Uyarılma:Bireyin zihin kas eşgüdümünü gerektiren bir işe duyuları ve tüm vücudu ile hazır olması.

Rehber denetiminde yapma:Bireyin zihin kas eşgüdümünü gerektiren bir işi, doğrudan ya da yönergeler yoluyla yardım alarak yapabilmesi.

Beceri haline getirme: Bireyin zihin kas eşgüdümünü gerektiren bir işi, beceri haline getirmesi, yardım almadan kendi başına yapması.

Duruma uydurma:Bireyin, kazanılan becerileri ve davranışları, benzer durumlarda kullanma, uyarlama, yeniden düzenlemesi.

Yaratma:Bireyin, yeni ve benzersiz bir davranış, etkinlik sergileme, orijinal bir beceri oluşturma.



Bloom Taksonomisinin Yenilenmiş Hali




 Yeni taksonomi, orijinal halindeki mantık üzerine kurulmuştur ve gerçekleştirilen değişimler ise şunlardır:

  • Orijinal taksonominin oluşturulduğu yıllarda pek bilinmeyen “biliş üstü bilgi” kavramı bilgi basamağına eklenerek, taksonominin tek boyutlu yapısının iki boyutlu hale dönüşmesi sağlanmıştır. Bu, revize edilmiş taksonomideki en önemli değişimdir.
  • Orijinal taksonomide yer alan “bilgi” basamağı “hatırlama” olarak revize edilip, taksonomi isim formdan fiil forma dönüşmüştür.
  • Kavrama basamağı anlama, analiz basamağı çözümleme olarak adlandırılmıştır. Uygulama basamağı ise aynı konumunda kalmıştır.
  • Sentez yapmanın değerlendirme yapmaktan daha zor olacağı fikrinin yaygın olarak kabul edilmesi nedeniyle, sentez basamağının yeri değerlendirme ile yer değiştirmiştir. Ayrıca, üst düzey düşünme süreçlerini daha çok vurgulayan yaratma kavramı en üst basamakta yer almıştır.

 Neden Yenilenmiştir ?

  •  Geçen zaman içinde öğrenmenin nasıl gerçekleştiğine ilişkin yeni bulgular ve oluşan yeni felsefeler, öğrenme hedeflerinin yeniden düzenlenmesi gereğini doğurması, programların sorgulanmasına ve yeniden yorumlanmasına neden olmuştur. 
  • İlerleyen zaman sürecinde öğrenmeye ilişkin yeni anlayışlar ve yapısalcı öğrenme kuramı temelli öğretim anlayışının öne çıkması ile Bloom taksonomisinin öğrenci merkezli üst düzey bilişsel becerileri ölçmede yetersiz kaldığının düşünülmesi (Ayvacı ve Türkdoğan 2010).
  •  Analiz ve değerlendirme basamaklarının ne anlama geldiği konusunda tam bir uzlaşının sağlanamaması.
  •  Gerçeğe uygun problemler ve projeler gibi etkinliklerin taksonomiyle eşlenememesi (Intel, 2011). 
  •  Çocukların öğrenmedeki bireyselliğini, dinamikliğini ve tüm öğrenmelerini açıklamada yetersiz kaldığı düşüncesi. 
  •  Taksonomi, öğrenmenin birbirini takip eden altı aşamalı süreçte gerçekleştiğini belirtmekte, ancak bu süreçlere ilişkin bir öğretim modeli ortaya koyamamaktadır (Tuğrul, 2002).  
  •  
    Bloom Dijital Taksonomisi


Günümüzde teknoloji her alanda olduğu gibi eğitimde de çok büyük bir yere sahip. Birçok teknolojik uygulama öğrenciler tarafından aktif olarak kullanılmaktır. Buradan yola çıkan Andrew Churches Bloom’un belirlediği bireyin düşünme seviyelerine uygun eğitsel uygulamaları bir araya getirmiş ve bunlara ise Bloom’un Dijital Taksonomisi adını vermiştir. Bu çalışmanın en iyi yanı teknolojinin etkili bir şekilde kullanılmasına olanak sağlamasıdır. Çünkü etkili bir kullanım için kullanılan teknolojinin öğrencinin seviyesine uygun olması gerekmektedir. Öğretmenler bu çalışmadan yararlanarak kendi öğrencilerinin seviyelerine uygun teknolojik uygulamaları seçip kullanabilirler veya öğrencilerine tavsiye edebilirler. Bu uygulamalarla ilgili geniş bilgiye aşağıdaki kaynaktan ulaşabilirsiniz.



Kaynakça: 
http://www.bilgiustam.com/bloom-taksonomisi-nedir/
http://www.oguzhanhoca.com/devinissel-alan-basamaklari-ve-kazanim-ornekleri.html
http://blog.enocta.com/2013/04/05/ogrenmede-yeni-boyut-yeni-bloom-taksonomisi/
https://tokatlidilek.wordpress.com/2016/03/11/bloom-taksonomisine-gore-egitsel-uygulamalar/
Makale Adı: Bloom’un Yenilenmiş Taksonomisi Üzerine Genel Bir Bakış.
Makale Yazarı: Ömer Faruk TUTKUN

9 Nisan 2016 Cumartesi

Kavram Türleri


 Kavram: olayları, eşyaları, insanları, düşünceleri benzer özelliklerine göre gruplandırma sonucu bu gruplara verilen addır.

Kavram Türleri
 
Soyut ve Somut Kavramlar

Soyut kavramlar, benzer özelliklerini düşünsel ya da tanımsal nitelik gösteren kavramlardır. Örneğin; mutluluk, saygı göstermek vb.
Somut kavramlar, Gözlenebilen (beş duyu organı ile algılanabilen) kavramlardır. Örneğin;kuş, masa, kare vb.

Nesnel ve İlişkisel Kavramlar 

Nesnel kavramlar, insanların kendi çevrelerinde bulunan fiziksel varlık ya da nesneleri sınıflamada kullanılan kavramlardır. Örneğin,; araba, pizza vb.

İlişkisel kavramlar, nesnel kavramlar arasındaki ilişkileri betimlemek üzere kullanılan ve çoğunlukla sözel bigilerden oluşan önermelere verilen isimdir. Örneğin; “su” bir nesnesel kavramdır, suyun ısınması sonucunda ortaya çıkan “buharlaşma” ilişkisel bir kavramdır.

Üst, Alt ve Bağlantılı Kavramlar 

Kavramlar kendi içlerinde aşamalı bir yapıya sahiptir. Kavram yapılandırması içinde en tepede olan ve geniş kapsamlılığı gösteren kavrama "üst kavram" adı verilir.
Üst kavramların küçük bir bölümünü ya da özel parçasını oluşturan bir alt düzey kavramlara "alt kavram" adı verilir. Örneğin; " ulaşım araçları" bir üst kavram ise bu kategorideki "kara, hava, deniz taşıtları" birer alt kavramdır.

Kendiliğinden ve Kendiliğinden Olmayan Kavramlar 

Piaget, çocukların düşünme özelliklerini doğrudan yansıtan kavramlara kendiliğinden oluşan kavramlar adını vermiştir. Küçük çocuklaın kediye "miyav", köpeğe "hav hav" ismini takmaları bu kavramlara verdikleri etiketler olarak göstermektedir.
Çocukların genellikle yetişkinlerin istediği doğrultuda sergilediği düşünme biçimini gösteren kavramlara da  kendiliğinden olmayan kavramlar adı verilmektedir.

Günlük ve Bilimsel Kavramlar

Günlük kavramlar, günlük bağlamda gelişen, çocukların okul dışında yetişkenler ile etkileşimi sonucu oluşan kavramlardır.
Bilimsel Kavramlar, belirli bir bilim dalıyla ilişkili olarak okulda öğretilir.


Kaynakça:
  • http://www.slideshare.net/mercan4207/retim-tasarm21
  • http://taha-adem.blogspot.com.tr/2012/11/kavram-ogretimi.html
  • Ogta.net

2 Nisan 2016 Cumartesi

Kavram Haritası

  Kavram haritasının tanımını yapmadan önce kavram nedir ona değinelim. Kavram: olayları, eşyaları, insanları, düşünceleri benzer özelliklerine göre gruplandırma sonucu bu gruplara verilen addır.

  Kavram haritası ise kavramlar arsındaki ilişkiyi genelden özele doğru ele alıp onları görsel hale getirerek bizler için somut veriler sunmayı amaçlayan öğretim yöntemleridir.

(BÖTE ile ilgili kavram haritası örneği)

Kaynakça:
  • Ogta.net
  • http://gef-bote.gazi.edu.tr/posts/view/title/neden-bote%3F-45846
  • https://tr.wikipedia.org/wiki/Bilgisayar_ve_%C3%96%C4%9Fretim_Teknolojileri_E%C4%9Fitimi_B%C3%B6l%C3%BCm%C3%BC